Markaların "Yapmaması" Gereken 10 Hata…
Markalar şirketlerin en değerli varlıkları. Şirketler marka olgusu sayesinde ürünlerini/hizmetlerini değerli hale getirip daha yüksek fiyata satabiliyor, tüketicide sadakat yaratabiliyor ve geleceğe tüketilen bir ürün yerine hep zihinlerde yaşayan bir “gücü”, bilanço kalemini taşıyabiliyorlar.
Unutmayın, marka satmıyoruz. Ürün ya da hizmet satıyoruz. Ancak, herkes benzer ürün hizmeti sattığı için, o ürünün bize ait olduğunu göstermek amacıyla, o ürüne ve hizmete bir isim koyuyoruz. O isim marka ismidir. Marka ismi başlangıçtır. Marka ismimize insanların hoşuna gidecek, onları çekecek, onların markayı kendilerine yakın hissedecekleri bir takım duygusal ve fiziksel eklemeler yapıyoruz. Bu eklentileri de reklam, halkla ilişkiler, internet sitesi, dijital iletişim, CEO, marka yüzü, mağaza düzenleme, satış elemanının davranışı gibi çok farklı noktalarda tüketiciye anlatıyor ve gösteriyoruz. Amacımız rekabette rakiplerden ayrışıp tüketicinin dikkatini kendimize çekmek. Markalama dediğimiz olay bundan ibaret. Basit gibi algılanmasın. Detaylı ve yoğun bir çalışma gerektirir. Yani bir ürün üretip ona isim koyunca marka olunmaz. Tüketicinin zihninde yer edip tekrarlı satın alma yaşatıyorsa marka olmuştur.
Peki markalar bu süreçte yapmamaları gereken hataları biliyorlar mı?
1- Araştırma Yapmamak. Artık hiçbir pazar küçük değil. Ve hiçbir pazarda tek değilsiniz. Çok sayıda bire bir ya da ikâme rakipler var. Bu nedenle pazara girmeden ya da her ilerleme sürecinde mutlaka ihtiyacınıza uygun pazarlama araştırmaları yaptırın. Etrafınıza sorarak ya da mağazanıza girenleri izleyerek, satış sayılarını takip ederek değil, önünüzü gerçek bilimsel araştırmalarla aydınlatın. Sizin bildiğinizin kesin gerçek olduğu yönündeki yanılgıyı bir kenara bırakın.
2- Marka kimliği anayasasını oluşturmamak. Markanın temeli marka kimliği yönergesidir. Marka kimliği yönergesi, pazarda rakiplerden ayrışmak için, bir adım sonrasında yapılacak olan markaya konulacak isim, logonun şekli, renkler, markanın kokusu, sesi, ürünün içeriği, şekli, ambalajı ve iletişim çalışmalarında kullanılacak görsellik-dil-ton gibi her konuya temel teşkil eder.
3- Marka Konumlandırması Yapmamak. Pek çok marka hâlâ kimlik ve konumlandırma nedir bilmiyor ve bunları oluşturmuyor. Bu da markanın kendine özel tasarım ile ürün/hizmet geliştirmesini engelleyip, başka markalardan fikir apartmasına neden oluyor. Tabii ki müşteri bunu hemen farkediyor ve rekabette o marka aslında çok şey kaybediyor. Konumlandırma sizin rakiplerinizden ayrıştığınız ve tüketici zihninde yer eden soyut göstergenizdir. Onu yaratmazsanız, rakiplerinizle ancak fiyat rekabeti yaparsınız. Klasik olacak ama Mercedes ve BMW arasındaki farkı anlatabiliyorsanız, bu markalar sizin zihninize konumlandırmalarını aktarmışlar demektir.
4- Markanızın “Herkese” Hitap Ettiğini Düşünmek. Hiçbir marka yediden yetmişe herkese hitap etmez. Herkese hitap ettiğini düşünebileceğimiz “ekmek” ürünü bile türlerinden ötürü farklı kitlelere seslenir. Bu nedenle markanızın sunduğu ürün/hizmetin doğru pazarını ve gercek hedef kitlesini net belirleyin, uzmanlaşın, dağılıp kaybolmayın.
5- Veremeyeceği Hizmeti Veriyormuş Gibi Yapmak. Ürün ya da hizmetinizin sadece satışa kadar değil, satıştan sonra da markanızı temsil ettiğini unutmayın. Bu nedenle ürün/ hizmetinizde bir eksiklik varsa acilen bunu giderin.
6- Tüketici ile Müşteriyi Birbirine Karıştırmak. Tüketici ile müşteri her zaman aynı kişi olmayabilir (anne ve bebeği gibi). Bu nedenle tüketicinin ihtiyaçlarını ve müşterinin alım tercihlerini ayrı değerlendirin.
7- Tüketici Çabuk Unutur Diyerek Hatalara Aldırmamak. Markalar dünyasında tüketicinin unutmadığı tek şey markaların tüketicilere karşı yaptığı hatalardır.
8- İndirim ile Rekabette Öne Çıkmaya Çalışmak. Hep söylendiği gibi pazarlama sürecindeki en önemli hata rekabette kazanmak için indirim yapmaktır. İndirim yapmanın sonu yok. İndirim tüm pazara zarar verir.
9- Dünyayı İzlememek. Türkiye artık küreselde bir nokta. Dünyada her olan durum ülkeyi ve doğal olarak da markaları ilgilendiriyor. Dijital dünyadaki yeniliklerden tüketici eğilimlerine kadar her durumu dünya ile değerlendirmeyi bilmek gerekiyor.
10- İletişim Yapmamak. “Hiç reklam yapmadan ünlü bir marka oldu”, sözü pazarlama dünyasının en kötü yalanıdır. Küçücük bir broşür bile markanın reklam-tanıtım faaliyetidir.
Doğru bir strateji ile iletişim yapın.